DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Aslında iyi yapılmış bir sergi ya da bir müze düzenlemesi kitap gibidir. Siz bir izleyici olarak giriyorsunuz, A’dan Z’ye bir obje hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Aslında bir kitabı görsel olarak görüyorsunuz..."
"Belki de Dünyanın Sonundayım sonuna kadar gerilimi ve belirsizliği sürdüren, iktidar mücadelesi içinde çaresizliği resmeden bir roman. Aile iktidarının aynı zamanda ailesizlik olduğunu gösteren, gerçekçi ve hazin bir anlatı."
K24'te Temmuz ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Aysun Kara hikâye anlatma meselesinin farklı görünümlerini, anlattığı hikâyenin temel parçalarından, temel unsurlarından biri olarak, hatta kurucu bir unsur olarak kurgulamış. Bu kurgu sadece hikâye anlatıcılığını romanın meselelerinden biri olarak belirlemiyor, daha önemli bir işlevi var; olay örgüsünün çatallanması, çapraşıklaşması da bu sayede mümkün oluyor."
"Aslında çok açıkça, bir kente gidememenin hikâyesini yazmayı istiyordum. Kısmen fiziki, kısmen duygusal engellerle bir kente gidememek kadar, diyelim, yıkıcı tüm işaretlere ve hafızaya rağmen o kente gitmekten geri duramamak ya da gitmeye mecbur olmak, birbirine denk bir şiddeti içeriyor. Bir başka yaklaşımla da, mekânın kendisini bir hafıza mekânına dönüştürmek; kenti, mahalleyi ya da evi… Ve orada yaşamayı sürdürmek."
"Öykülerdeki kişilerin çoğu, hayli tanıdık gelebilecek bir dünyadan sesleniyor, hikâyelerini oradan anlatıyor görünseler de, bu tanıdık dünya içerisinde farklı olmayı, böyle algılanıp dışlanmayı göze almış kişiler. Bu 'dışlama/dışlanma' meselesinde kimin etkin, kimin edilgin olduğu o kadar da belirgin değil çoğu zaman."
Yola çıkmanın, göç etmenin gücü dünyanın yükünü nasıl kaldırdığımızla ilişkili olarak kıpırdıyor. Sınırlar diyoruz ama öyküler kıvrılır. Düz bir çizgide gitmez. Eğilir, bükülür ve her defasında yeniden inşa edilme potansiyeli taşır
Emniyette olmayı mı yoksa özgürlüğü ve yaratıcılığı mı seçeceksiniz? Üstelik, yaşadığınız dünyada bu kavramlar birbirinin zıddı olarak görülürken...
Naif. Süper, Doppler, Bildiğimiz Dünyanın Sonu romanlarıyla medeniyete ilişkin temel bir şeylerin fena hâlde yanlış gittiğini söyletmekten çekinmeyen Erlend Loe sorularımızı yanıtladı
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.